24 Ekim 2009 Cumartesi

BİRLEŞİK KAFKASYA DERNEĞİ BAŞKANININ KONFERANS KONUŞMASI

Birleşik Kafkasya Derneği Başkanı Orhan Yılmaz:Değerli konuklar, derneğimiz tarafından organize edilen Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Işığında Kafkasya’nın Bugünü adlı konferansımıza hoş geldiniz. Hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.Kuzey Kafkasya’lılar tarih boyunca büyük yayılmacı güçler arasında sıkışıp kalmış, defalarca kanlı istila hareketlerine uğramışlardır. Kuzey Kafkasyalılar 300 yıl devam eden Rus işgal hareketi neticesinde, yüz binlerce evladını feda ederek, vatanlarından sürülen ama asla özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyen onurlu ve büyük bir millettir. Çok zor ve uzun bir süreci barındıran özgürlük mücadelesinin en önemli mihenk taşlarından birisi de Kuruluşunun 89. Yılında andığımız Kuzey Kafkasya Cumhuriyetidir.Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Kafkasya’lıların siyasi iradelerinin bir tecellisidir. Bu tecelli Hazar’dan Karadeniz’e Bağımsız Birleşik Kuzey Kafkasya’dır.Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti 1918 yılında, özgürlük aşığı bir milletin bağımsızlık yolunda kurduğu ilk siyasi yapıdır. Dönemi itibari ile bugün bile imrenilecek demokratik bir harekettir. Çarlık Rusya’sının dağıldığı ve belirsizliğin hakim olduğu bir dönemde, seçilmiş temsilcilerin iradesi ile hayat bulmuş olan bu hareket, tüm Kuzey Kafkasya halklarının tek vücut olarak dünya sahnesinde yer alma mücadelesidir.Ne yazık ki hem coğrafi hem de stratejik olarak çok büyük öneme sahip olan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, dünyanın yeniden şekillendiği bu dönemde emperyalist güçler tarafından yok sayılmış, Sovyetler Birliğine heba edilmiştir. Kuzey Kafkasya halkları 89 yıl önce oluşturdukları siyasi iradeyi, 1992 Abhazya savaşı sırasında yeniden ortaya koydular. Kafkas halkları konfederasyonu adı altında yeniden siyasi ve askeri birliktelik sağladılar. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile pek çok millet bağımsızlığını ilan edip hür dünyada yerini alırken, Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinin bağımsızlık talepleri hiçbir zaman kabul görmedi.Geçen zaman içerisinde Yeltsin ve Putin ile yeniden Sovyetleşme sürecine giren Rusya’nın Kafkasya’ya bahşettiği özgürlük; Çeçenistan’da 300 bin sivil kayıp, yıkılmış bir ülke ve tüm Kuzey Kafkasya’da tam bir devlet terörü oldu. Dünya’ya hediyesi ise enerji tekelinin tamamlanmasından sonra sunulacaktır. Dahası, Akka anlaşmasından ayrılarak yeniden bağımsız konvansiyonel silah kullanıcısı olan Rusya, yakın gelecekte gittikçe sertleşen dış politika hamleleri ile tekrar kutuplara dönmeyişini, siyasi ve askeri krizlerle tüm dünyanın canını sıkarak kutlayacaktır. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin dağılması, Kafkasya açısından büyük ve kullanılamayan bir fırsat olarak tarihe geçti. Bu fırsatın kaçırılmasında Rusya ile mukayese edildiğinde, çok daha demokratik ortamlarda yaşamalarına rağmen, Kafkasya politikalarını salt kültür üzerine inşa eden ve Kuzey Kafkasya da siyasi kazanımlar noktasında Rusya’nın bahşettiği ile yetinen Kuzey Kafkasya diasporası ve kuruluşları birinci dereceden sorumludur. Buna rağmen Kafkasya Halkları’nın Çeçenya ve Abhazya’da devam eden bağımsızlık mücadeleleri bu sürecin bitmediğinin en açık göstergesidir. Diaspora da yaşayanlar, Kuzey Kafkasya’nın siyasi geleceği noktasında geçmişte almadıkları sorumluluklardan kaçamazlar. Yakın gelecek Kuzey Kafkasya açısından pek çok önemli ve olumlu gelişmeye gebedir. Diasporanın olası politik gelişmelerin dışında kalması asla bir hata olarak kabul edilmeyecektir. Zira tarihte mümkün olmayan ve gerçekleşmeyecek hiçbir şey yoktur. Koşulları belirlememiz mümkün olmayabilir. Fakat önümüze gelen fırsatları değerlendirmek mümkündür. Bu açılardan baktığımızda 1917 – 1922 Tarihleri arasında hayat bulan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti;Dönemin koşulları gereği kısa ömürlü olmuş olabilir. Büyük başarılara imza atmamış olabilir.Fakat asıl olan;Kuzey Kafkasya Halklarının ortaya koydukları siyasi iradedir. Siyasal bir yapının kurulması mücadelesidir.Kuzey Kafkasya Halklarının bir millet oluşturdukları tezidir.Modern bir devlet ve modern bir ulus inşa etme mücadelesidir.Birleşik Kafkasya İdealinin somut göstergesi ve tarihsel hedefidir.Birleşik Kafkasya bir hayal, bir ideal, bir beklenti olarak düşünülebilir. Bu düşüncenin gerçekleştiğini görmemiz bakımından, 11 Mayıs sadece bir devlet ilanı olmanın ötesinde, Hazar ile Karadeniz arasında bütünleşen bir ruhun, bir düşüncenin, somutlaşan bir idealin göstergesidir. Bu sebeplerden dolayı Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti, geçmişte olduğu gibi gelecekte de hem Kuzey Kafkasyalılar hem de hür dünya için en demokratik model tercihi olacaktır. Bu tercihi benimseyen ve çalışmalarına bu doğrultuda devam eden Birleşik Kafkasya Derneği 1951 yılında İstanbul’da kuruldu. Kurucuları genellikle 1918 Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve hükümetlerinde görev almış siyasi kişiliklerdir. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti II. Cumhurbaşkanı Pşımaho Kosok, İmam Şamil’in torunu Sait Şamil, Maliye Bakanı Wassan Giray Cabağı, Prof.Aytek Namitok bunlardan sadece birkaç tanesidir. Birleşik Kafkasya Derneği, kuruluşu itibarı ile Bağımsız Birleşik Kuzey Kafkasya idealini benimsemiş ve çalışmalarına bu yönde ağırlık vermiştir. Bundan sonraki çalışmalarına da kurucu kadroların açtığı yolda devam edecektir. Sözlerime son verirken, sorunların diyalog içerisinde çözüldüğü, yalan ve riyanın olmadığı, birlik ve beraberlik içerisinde, umut dolu mutlu günler görmek dileğiyle iyi günler diliyor, Konferansımıza katılan tüm konuşmacılarımıza ve konuklarımıza şimdiden teşekkür ediyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder