20 Ekim 2009 Salı

KAFKAS AT CİNSLERİ

ŞOLEKHU AİLESİ VE ŞOLEKHU AT CİNSİ

Yaklaşık altı yüz sene önce pşı Şolekhu Cılhakhsten, Kaberdey pşısından yerleşmek için toprak ister. Ve lakin toprağım yok diyerek vermek istemez Bir manda derisi kadar yerinde mi yok deyince verir. Pşı Cılhakhsten büyük bir mandayı kestirir, derisini yüzdürür, deriyi de iki kat olacak şekilde ayırtır ve ince bir sicim halinde top yaptınr. Elde edilen iple bu günkü Cılhakhsteney topraklannı kurnazlıkla bölerek elde eder. Kaberdey pşısı de utanma belası sözünden cayamaz. Pşı Cılhakhsten savaşta ve banşta daima Kaberdey pşısına yardıma giderek iyi ve kötü gün dostu olduğunu ispatlamıştır. Kaberdey pşısı de verdiği toprak için hiçte üzülmedi. Bugünkü Cılhakhsteney ismini bu pşıden almıştır. Bugün bile Kaberdey ile Cılhakhsteney adığeleri arasında tatlı rekabet devam etmektedir.

ŞOLEKHU ATININ TARİHÇESİ

Abaze ve Adıgeler atı ehlileştirdiklerinden beri dört ana cins ve atçı ailelerinde kendi soyadlarıyla anılan 43 yan at cinsi yetiştirmişlerdir. Bu kadar at cinsinin içinde, en çok arananı da Şolekhu olmuştur. Maalesef komünist idare tarafından Şolekhu ailesi ya yok edilmiş, ya da Rusya'nın muhtelif yerlerine sürgün edilmişlerdir. Dünyaca meşhur Kırgızistanlı Şolekhu Mihail Şolohov bu ailedendir. Bu at cinsi hakkında Mihail son zamanlarında araştırma yaptığı söylenmekte olup, bu yazılan yayınlanacak olursa daha detaylı bilgi edinebileceğiz. Bu Atın tarih sahnesine çıkışı pşı Şolekhu Cılhakhsten ile başlamaktadır. Osetlerin Kaban prensi, Azak denizinin öte gecesin de yabani yılkı atı olduğunu haber alır. Samimi arkadaşı olan Cılakhstenen pşısı olan, pşı Şolekhu Cılhakhsten'e gider ve atlan beraber getirmeleri için teklifte bulunur. Pşı de mısafiffeis olduğunu, yalnız gitmesini söyler. Pşı Kaban adamlarıyla Azak kıyısına gelir ve Andemirkan'ın Tatar dayılarına giderken geçtiği Kerç boğazını (yaklaşık 20 km) geçerler. Otlamakta olan yılkıyı toparlayıp önlerine katarlar. Kerç boğazına geldiklerinde akşam olmuştur, geceyi orada geçirmeyi ve atlan da dinlendirmeye karar verirler. Gece yansına doğru denizden acayip bir kır aygır çıkar ve sürünün içinde bulunan biçimsiz bir kısrağı aşılar, kuşhaların mani olmalarına meydan vermeden geldiği denizde kaybolur. Herkes hayretler içindedir. Sabah yılkıyı denizden yüzdürerek geçirip Kafkasya'ya dönerler. Doğruca pşı Şolekhu Cılhakhsten'e misafir olurlar, laf lafı açar ve denizden gelen kır aygırın hikayesini de anlatırlar. Ayrılık vakti geldiğinde pşı Kaban bir at seçmesini ister Cılhakhsten'den o da aşılanan biçimsiz kısrağı ister. Daha güzel bir at seçsin ister Kusha prensi. Ve lakin başka seçmez, vereceksen o kısrak, vermeyeceksen başka at istemem deyince mecbur kalır kısrağı verir. Günü gelir kısrak bir erkek tay doğurur. Bu tay aygır olana kadar itinayla bakılır ve bir arap kısrağıyla çiftleştirilir, doğan taylar ondan sonra Şolekhu adıyla anılmaya ve aranmaya başlar. Özellikleri: At tarihi sahnesine bu şolekhu kadar uzun mesafeye dayanıklı olanı çıkmamıştır. 1. Dünya savaşında Polonya'da bir gecede 300 km. yolu Kaberdey Şolekhu atlıları katlederek imkansızı başarmışlardır. Bir günlük yavru tay anasıyla 120 km. yi bir günde yürümüştür. Ne kadar yem yedirilse de kilo almaz, kuvvetlidir. Burun delikleri ve iç organları diğer atlara nazaran değişiktir. Kalça üstleri bir yumruk büyüklüğü kadar yüksektir. Boynu uzun, yelesi geniş, tipiye karşı gidebilen yegane at olup, kulaklarını istediği tarafa çevirebilme özelliği vardır. Atlısı yolunu kaybettiğinde, dizginleri serbest bırakılırsa en yakın yerleşim alanını bulur. Bel kemikleri uzun olduğundan beli de uzundur. Sırt yüksekliği 1.50 - 1.51 m kadardır. Göğüs kafesi 1 m. den fazladır. Boynu uzun olup, ayak toynakları bir yumurtaya basınca kırılmayacak kadar çukur ve büyüktür. O nedenle nalbantlar bu at için özel nal imal ederlerdi. Nal düşse de tırnakları uzun olduğundan epey bir mesafeyi atsız kat edebilir. Ayak diplerindeki kıllar çok uzadığından sık sık makasla traş edilir. Bu at başını kaldırabildiği yükseklikten binicisiyle birlikte maniadan atlayabilirdi. Türkiye'de 1950'den sonra ordunun mekanizeye dönüşmeye başlamasıyla at satın almaktan vazgeçti. Adıgelerin ellerinde kalan atlarda İtalyan tüccarlar salam yapmak amacıyla satın aldılar. Bu nedenle bu kıymetli Şolekhu at cinsinin ne yazık ki Türkiye de soyu tükendi. Kaberdey - Balkar'ın 3000m. yükseklikteki yaylalarında ihtimamla koruma altına alıp, soyunu çoğaltmaya çalışan Abkhazya gazisi Yağan İbrahim'den Tanrı razı olsun. Efsane gibi anlatılan Şolekhu atının esas hikayesi budur. Beş yaşından sonra verimli olmaktadır.

XUARE: Xuare zekueghuane - hızlı ve sert oluşuyla nam salmıştır. Adıgelerin ikinci kıymetli cins atıdır. 1.45 - 1.48 m. yüksekliğindedir. Beli kısa, başı daha farklı ve yuvarlaktır. Kuyruğu normal olup, yelesi farklılık göstermez. Ayaklan kuvvetli ve dayanıklıdır. Koşumda ön ayaklarını kuvvetli basar, kulakları son bitime doğru sivri ve sağa dönerlidir. Suyu yavaş ve diliyle emerek (werk kızının su içişi gibi) yavaş içer.

MELEKAN: Araba koşum atıdır. 1.45 - 1.48 m. yüksekliktedir.

ŞIBELHXUE - İKİZ DOĞURAN AT: Adından anlaşılacağı gibi ikiz doğurma özelliği olan bir cinstir. BESLHEN: Şolekhu gibi beyaz burunlu, demir kırını andırır. Yelesi büyük, kuyruğu kaim ve uzundur. 1.45 - 1.50 m yükseklikte olan bir attır. Şık görünümünden dolayı, pşı ve werklerin binek atı tercihi idi .

Kaynakçalar: Sey Naci, Yağan İbrahim [Abaze İbrahim ALHAS]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder